20 Haziran 2012 Çarşamba

İstemek ve aramak arasındaki bağlantı, her zaman gözle görülebilir değildir. "İnsan ne ister?" ve "İnsan en arar?" gibi iki ağır sorunun üzerinde yorum yapacak kadar bilgim veya fikrim yok, ama bu soruların arasındaki benzerliği görebiliyorum. Bir kişi bana "Aramıyorum ama istiyorum" dedi çünkü. Ufak ve rahatsız edici bir gülümseme belirdi yüzümde en başta, çünkü ilk anladığım anlam çok basitti "fikir var, eylem yok" demekti bu cümle. Düşünülen her şeyin gerçekten var olduğuna inanmam aslında, bu konuda Descartes ile pek anlaştığımız söylenemez. Ama bu noktada durum farklı, insanın kendi eylemlerine, kendi isteklerinin yaptığı etkiden bahsediyoruz. Bir insan gerçekten bir şeyi istiyorsa bu konuda eyleme geçmenin onun için bir seçim olduğundan emin değilim, hatta bir tahmin yürütecek olsam "olmadığını" söylerdim. Bu nedenle "fikir var, eylem yok" durumu, istemek-aramak ikilisi için sadece bir yanılgı olabilir. Aslında isteklerine yönelik eylemler yaptığının farkında olmayan bir insanın yanılgısı diyebiliriz. İşte bu yüzden karşımdakini benden bir kaç saatliğine iğrendirecek o gülüş yüzümde belirdi. Kişinin insan ilişkilerini, karşısındakinin söyledikleri hakkında aklından ilk anda geçenler belirler galiba, hiçkimse benden iğrensin istemem. Bir yazı geldi aklıma. Evet, ben bir manyağım ve aradım buldum yazıyı, "... insanın yaptığı tek şey aramaktır. Yüzerek okyanusları geçiyor, bu yolda ölümü göze alıyor, ama onu gerçekten bulmaktan da inanın çok korkuyor. Onu bulunca arayacağı başka bir şeyin kalmayacağını hissetmektedir çünkü... İnsan aradığını bulduktan sonra nereye gidecek?" (Yeraltından Notlar, Dostoyevski). Hiç sevmem alıntı yapmayı, hele de klişe bir fikir ise, başkalarının düşüncelerini benim kafamın içerisinden geçirmeden yazmaktır çünkü alıntı yapmak, yazılmışı tekrarlamaktır. Ama direkt "aramak her zaman bir korku barındırır" deseydim kimse bana inanmazdı. Bırakın aramanın kendisini fikri bile korkunçtur. Bu yüzden hepiniz "istersiniz ama aramazsınız", haklısınız da. Düşünceleri, hayalleri, rüyaları ve istekleri mantıkla açıklamak zorunda değilsiniz, bu bir çizgifilme "çok mantıksız" demek gibidir. Diğer taraftan, eylemler için bu kadar yumuşak değildir insanlar, ki ben hiç değilimdir. Eylemler mantıkla açıklanmalı. Sosyal bozukluğun en önemli göstergelerinden bir tanesinin, "istemek" eylemine "neden" sorusunu sormak olduğunu düşünürüm hep. "Neden mantı istiyorsun?", "E canım istedi.", "Ama yani neden, bir nedeni yok mu?". Ben vereyim cevabı, "Yok, olması da gerekmiyor zaten". Çünkü mantıkla açıklanamayan bir şeyler olmalı hayatta, her şey mantıkla açıklansaydı hayat çok çirkin, basit ve anlamsız olmaz mıydı? İnsan özgürce hayal kurmalı, istemeli. Anladım sonra "Aramıyorum ama istiyorum" derken  içten içe ne kastedildiğini, "Her şeyi mantıkla açıklamak zorunda mıyım yahu? Çünkü arama eylemini gerçekleştirmiyorsam, sadece istemek eylemi yaparak "neden" sorusundan kaçabiliyorum, lütfen bana aslında aradığımı da göstermeye çalışma, bunu öğrenirsem mutlu olmayacağım". Şimdiki düşündüklerimi düşünmüş olsam "Korkma" derdim "Sen zaten mutsuzsun"... 


Hiç yorum yok: